Psikolojik olarak kilo alıp verme

Aşırı kiloya sahip olan kişilerin odaklanmaları gereken en önemli husus ruh sağlığıdır. Bu kişilerin hayattan zevk alma, sosyal ilişkiler ve özsaygı ile ilgili sorunlar yasadıkları gözlemlenir. Psikolojik destekli zayıflama programları kişiye bu durumla bas etmesini, kendisi ile ilgili olumlu bir algıya sahip olmasını ve sosyal ilişkilerini doyurucu bir şekilde yaşamasını sağlıyor.

Kilonun bir çok kültürde olduğu gibi bizim kültürümüzde de özellikle kadınlar için önemli bir sorun olduğu görülmektedir. Bu sorun kendini, toplumda zayıf olmaya verilen önem ile birlikte daha da fazla gösteriyor. Kilo ve yeme ile ilgili olarak klinik pratiğimizde genel olarak üç tip sorunla karşılaşıyoruz. Bunlar; ‘aşırı şişmanlık’, ‘ Bulimia Nevroza ‘ ve ‘ Anoreksiya Nervoza ‘dır. Bu yazıda ele almak istediğim esas konu aşırı şişmanlık ancak, toplumun çok daha az bilgiye sahip olduğu Anoreksiya nevroza ve Bulimia Nevroza ile ilgili kısaca bilgi vermekte yarar görüyorum, çünkü özellikle psikolojik etkileri açısından üç sorunun da benzer özellikler taşıdığı görülmektedir. Her ne kadar insanlar Bulimia Nervoza ve Anoreksiya Nevroza ile ilgili çok az bilgiye sahip olsalar da bir çok insanın, özellikle kadınların belirli bir oranının bu sorunları, isimlerini bilmeden de olsa yasadıklarını biliyoruz.

Anoreksiya Nervoza

Anoreksiya Nervoza kadınlarda sıkça gördüğümüz bir kilo problemi. Anoreksik kişilerin ancak %10’unun erkek olduğu görülüyor. Bu kişiler ciddi boyutlarda kilo kaybına yol açacak davranışlar içine giriyorlar ve her ne kadar olması gerekenin çok altında bir kiloya sahip olsalar da kilo almaktan aşırı bir şekilde korkuyorlar. Ayrıca, kısının kilosunu ve vücut şeklini hatalı algıladığı görülüyor. Bu kişiler kendilerini olduğundan çok daha kilolu görüyorlar. Kişi kendisini değerlendirirken, vücut şekli ve ağırlığının aşırı etkisinde kalıyor ya da vücut ağırlığının düşük olmasının önemini kabul etmiyor. Bu rahatsızlığa sahip kişilerde, olmaları gereken kiloya ulaşmak için kilo almayı reddetme eğilimi de dikkat çekiyor.

Blumia Nevroza

Blumia Nevroza, kilo problemi olmaktan ziyade aslında daha çok bir yeme problemi olarak nitelendirilebilecek bir rahatsızlık türüdür. Tıkınırcasına yemek ve ardından yediklerinden kurtulma doğrultusunda davranışa geçmek bu sorunun karakteristik özelliklerindendir. Kişi kusarak ya da laksatif kullanarak yediklerinden kurtulma yolunu seçiyor. Blumik kişi belirli bir süre içinde normalde birçok insanın yiyebileceğinden çok daha fazla yiyeceği tüketiyor ve bu sırada yeme kontrolünü kaybettiği hissine kapılıyor. Tıkınırcasına yemeler arasında ise bu kişiler kendilerini yeme konusunda son derece kısıtlıyorlar ve çok az yiyecek tüketiyorlar. Anoreksiklerde olduğu gibi blumik kişi için de vücut şekli ve ağırlığı kendisini değerlendirmede çok aşırı bir etkiye sahip.

Kilo problemi ve psikolojik sağlığımız her üç kilo-yeme probleminin de bir çok fiziksel ve psikolojik zararlarla sonuçlandığını görüyoruz. Bu üç problemde de kişilerin vücutları ile ilgili olumsuz bir algıya sahip oldukları ve kendilerinden hoşnut olmadıkları görülüyor. Çeşitli diyetlerden yararlanarak kilo verme arayışına girmek üç rahatsızlıkta da dikkat çekiyor. Ayrıca, bu kişilerin yeme alışkanlıklarında ve iştah, açlık ve tokluk sinyallerini algılamada da sorunlar yasadıkları görülüyor. Her üç problem de ağırlıklı olarak kadınlar tarafından daha çok yaşanıyor. Aşırı şişmanlık toplumda en çok karsımıza çıkan önemli bir sorun. Aşırı şişmanlığın ne olduğu, bu sorunun kısının fiziksel ve özellikle de psikolojik sağlığı üzerindeki etkileri sürekli gözden kaçırılıyor. Bu sorunu yasayan kişilerin psikolojik ve fiziksel olumsuzluklarından kurtulmaları için neler yapabilecekleri hususu üzerinde durulması ve açıklanması gereken önemli bir unsur.

Araştırmalar

İngiltere’de yapılan bir araştırma erkeklerin %52, kadınların %66’sının ideal kilolarının en az %15’ınden fazla kiloya sahip olduklarını ortaya koyuyor. Kilo artısının kalp-damar rahatsızlığı riskini artırıyor. Bu noktada sunu vurgulamakta fayda var; kilo şişmanlığın doğrudan bir göstergesi olarak alınmamalı, çünkü yağ dokusu olduğu kadar kas dokusu da vücut ağırlığımızı oluşturan unsurlardan birisi. Aşırı şişman olunup olunmadığının anlaşılmasında boy ile ağırlığın birbirine olan oranı bir gösterge. ‘vücut kitle endeksi’ (body mass index) dediğimiz bu oranlamada boy ‘metre’, kilo ‘kilogram’ birimleri ile ölçülüyor ve kilonun boyun karesine bölünmesi sonucu elde edilen değer şişmanlık (vücut yağlılığı) ile ilgili bize bilgi veriyor. Bu değerin 25’ten yüksek olması fazla kilo, 30’dan yüksek olması ise aşırı şişmanlık göstergesi. Kilo problemi olan insanların üç noktaya özellikle dikkat etmeleri gerekiyor.

Diyet

Yapılan diyetin sağlıklı beslenme koşullarını karşılayan kaliteli bir diyet olması çok önemlidir. Burada odak noktasının kilo vermekten ziyade sağlıklı beslenme olması gerekli. Sağlıklı bir diyet yapıldığında vücut verebileceği kiloyu zaten veriyor. Aşırı besin kısıtlaması şeklinde olan diyetler istenmeyen sonuçlar doğuruyor. Kişi her ne kadar istediği düşük kiloya ulaşabilse de bu bazı fiziksel ve psikolojik bedellerin ödenmesiyle oluyor. Toplumda, diyetin çoğunlukla aç kalmak olarak algılandığını görüyoruz. Bu son derece zarar verici bir algılama şekli. Bu bakış açısına sahip kişiler kilo vermek uğruna ciddi sağlık problemleri ile karşılaşabiliyorlar. Karaciğer ve böbreklerde sorunlar çıkıyor, bağışıklık sistemleri zayıflıyor. Kişi kilo vermeye aşırı odaklandığı için hayatı kilo verebildiği ve o kiloyu muhafaza edebildiği zamanlarda ancak anlam kazanır hale geliyor. Aşırı derecede sınırlı beslenme sürekli bir yasam tarzı olamayacağından, kişi bir süre sonra eski yeme alışkanlığına geri döndüğünde verdiği kiloları fazlasıyla geri alıyor.

Egzersiz

Egzersiz yaparak özsaygı arttırılır kilo problemi olan kısılerın dikkat etmeleri gereken ikinci önemli husus egzersiz. Egzersiz kalori yakılmasına neden olduğu gibi iştahı bastırıcı bir etki yaparak dolaylı yoldan gereksiz kalori alımını da engelliyor. Egzersiz yapmak kilo verirken kas dokularının korunmasını sağlıyor. Diyet egzersiz ile beraber yapılmazsa kişi kiloyu hem yağ hem de kas dokusundan veriyor. Diyetin bozulması ile olan kilo alımı ise sadece yağ dokusu şeklinde oluyor. Dolayısıyla egzersiz eşliğinde yapılmayan diyet, kısının yağ dokularının kas dokularına olan oranını artırıcı bir etkiye sahip oluyor. Aşırı kilonun yol açtığı, yüksek tansiyon, yüksek lipid seviyesi gibi fiziksel risk faktörlerinde, düzenli egzersiz yaparak bir azalış sağlanabiliyor. Egzersizin ayrıca kısının vücudunu daha olumlu değerlendirmesinde, öz saygısının artmasında ve ruh halinin iyileşmesinde de önemli bir rol oynadığı görülüyor.

Ruh Sağlığı

Aşırı kiloya sahip kişilerın odaklanmaları gereken üçüncü husus ruh sağlıkları. Bu kişilerın hayattan zevk alma, sosyal ilişkiler ve öz saygı ile ilgili sorunlar yasadıkları gözlemleniyor. Psikolojik destekli zayıflama programı uygulayan memory center olarak bizim hedefimiz, kendisini ağırlıklı olarak kilo durumu ile değerlendirme durumundan kişiyi kurtararak, kendisi ile ilgili olumlu bir algıya sahip olmasında ve sosyal ilişkilerini doyurucu bir şekilde yaşamasında kişiye yardımcı olmak. Aşırı kilolu kişiler bu noktada kendi baslarına çözüm üretemiyorlar. Burada iç hastalıkları uzmanı ve diyetisyenle birlikte bir psikolog yardımının gerekliliği kaçınılmaz oluyor. Kilo verme hedefine metabolizma, hormonlar ve yas ile ilgili çeşitli nedenlerden ötürü istenen seviyede ulaşılamadığı zamanlar olabiliyor. Durum bu olsa da yüksek tansiyon ve yüksek kolesterol gibi kalp-damar ile ilgili risk faktörlerinin azaltılması ve kısının kendisini daha olumlu bir bakış açısı ve öz güven ile algılaması ancak profesyonel bir yardım ile sağlanabiliyor. Aşırı kilo ile ilgili problemler ile mücadele ederken duruma aynı anda üç açıdan müdahale etme gerekliliği kendini gösteriyor.

 

Psikolog Narek Karasu Bakırköy ve Nişantaşı ofislerinde hizmet vermektedir. İstanbul dışında olan danışanlar için internet yoluyla da hizmet vermektedir.

Randevu ve bilgi almak için 7/ 24 ulaşabilirsiniz.

Bir Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir