DSM-IV deki cinsel kimlik bozukluğu kategorisi, kendi anatomik cinsiyetinden memnun olmayan ve karşı cinsten olmak isteyen yani cinsel kimlik açısından hoşnutsuz (disfobik) kişileri kapsar. Bunlar arasında cerrahi olarak diğer cinsiyete geçme arzusu taşıyanlar da vardır ve cinsel kimlik bozukluğu açısından en uçta olan bu kişilere transseksüeller denir. DSM-IV deki diğer bir alt gruplama ise kişinin hangi dönemde olduğu yani çocukluk döneminde mi ergenlik ( adolesan ) döneminde mi, yoksa yetişkinlik döneminde mi olduğuna göre yapılır. Nadiren karşı cinsten olduklarını iddia eden şizofrenliklerle, anatomik olarak her iki cinse ait cinsel organlara sahip olan kişiler Cinsel kimlik bozukluğu dışında bırakılmalıdır. Cinsel kimlik bozukluğu aynı zamanda daha sonra cinsel sapkınlıklar bölümünde ele alınacak olan travestiden de ayırtedilmelidir. Her ne kadar travestiler karşıt cinsiyetteymiş gibi giyinseler de kendilerini karşı cinsiyetteymiş gibi hissetmezler.
Cinsel kimlik bozukluğunun etkileri
Cinsel kimlik bozukluğu olan kişiler bu psikolojik durumlardan ötürü genellikle depresyon ve kaygı yaşarlar. Hatta cinsel kimlik bozukluğu olan bir erkek bir başka erkeğe duyduğu ilgiyi geleneksel heteroseksüel bir tercih olarak yaşayabilir, çünkü kendini bir kadın olarak görmektedir. Bunlara bağlı olarak da cinsel kimlik bozukluğu olan kişiler diğer insanlar tarafından kolayca kabul edilmezler ve karşıt cins gibi giyinmeyi tercih edenlerin iş bulmada da zorlukları olur. Cinsel kimlik bozukluğu olan kadınlar karşı cins gibi giyinseler de çok zorluk yaşamazlar, çünkü kadınların erkekler gibi giyinmesi örneğin pantolon giyinmesi sorun yaratmaz.
Görülme Oranı
Cinsel kimlik bozukluğunun görülme sıklığı düşüktür. Görülme oranı erkeklerde 30.000 de bir, kadınlarda ise 100.000 – 150.000 de bir şeklindedir.
Psikolog Narek Karasu Bakırköy ve Nişantaşı ofislerinde hizmet vermektedir. İstanbul dışında olan danışanlar için internet yoluyla da hizmet vermektedir.
Randevu ve bilgi almak için 7/ 24 ulaşabilirsiniz.